);

       Projemiz

“BİZ ENGELLERİ BERABER AŞIP SESİMİZİ HEP BİRLİKTE DUYURACAĞIZ!

“Engellilik,  her bireyin önemsemesi gereken bir sağlık sorunudur.  O nedenle bu sorunu toplumsal olarak her bireyin üstlenerek ortak bir çaba ile engelli bireylere destek olmak, bu bireylerin ve ailelerinin üzerindeki yükü bir nebze de olsa almak bir insanlık görevidir.  Engellilerimiz de herkes gibi sağlık, çalışma ve eğitim gibi temel hak ve özgürlüklerden yararlanma ve normal bir hayat sürme hakkına sahiptirler. Bu konuda duyarlı davranarak farkındalık yaratmak önemlidir.” 

      Arka Plan

DEZAVANTAJLI KİŞİLERİN SOSYAL ENTEGRASYONU ile İSTİHDAM EDİLEBİLİRLİĞİNİN geliştirilmesi hibe programı

“İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi” IPA’nın bileşenlerinden biri olup, İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Operasyonel Programı (İKG OP) tarafından uygulanmaktadır. İKG OP insan kaynaklarının geliştirilmesi kapsamında IPA aracılığıyla verilen AB fonlarının desteklediği öncelikleri belirlemektedir. İKG OP’nin genel amacı “daha fazla ve daha iyi istihdam olanakları ve daha geniş bir sosyal uyum ile sürdürülebilir ekonomik büyüme yeteneğine sahip bilgi temelli ekonomiye geçişi desteklemek”tir. İKG OP istihdam, eğitim, hayat boyu öğrenme ve sosyal içerme olarak dört öncelik eksenine sahiptir.

“Dezavantajlı Kişilerin Sosyal Entegrasyonu ile İstihdam Edilebilirliklerinin Geliştirilmesi” Hibe Programı İKG OP’nin dezavantajlı kişilerin işgücü piyasasına dâhil edilmesi için işgücü piyasasına erişimlerinin kolaylaştırılması ve sosyal koruma ile işgücü piyasasına girişlerinin önünde yer alan engellerin ortadan kaldırılması amacına hizmet eden“sosyal içerme” öncelik ekseninin başarıya ulaşmasına katkı sağlayacaktır. Bu teklif çağrısının amacına yönelik olarak dezavantajlı kişilerin iş gücü piyasasına katılımları, sosyal entegrasyonları için temel araç olacaktır. Engelli bireyler, yoksul veya yoksulluk riski altındaki bireyler, yerinden olmuşlar, eski mahkûm veya tutuklular, Roman vatandaşlar, yoksulluk riski altındaki çocuklar, şiddet mağduru kadınlar, madde bağımlıları, çalışan çocuklar ve aileleri, vb. özellikle ele alınması gereken dezavantajlı bireylerdir. Her grubun ayrı ve kendine özel sorunları olmasına rağmen, işgücü piyasasına, eğitime, sağlık hizmetlerine ve sosyal korumaya kısıtlı erişim ortak sorunları olarak değerlendirilmektedir.

Yoksulluk ve işsizlik, dezavantajlı bireylerin ekonomik ve sosyal hayata tam anlamıyla katılımlarında yaşadıkları ana zorluklardır. Dezavantajlı bireyler işgücü piyasasına veya istihdama katılamamaktadır. İstihdamları durumunda da düşük veya düzensiz gelir, kayıtsız çalışma ve sosyal güvenlikten mahrum olma gibi sorunlar dezavantajlı bireylerin çalışan yoksul haline gelmelerine neden olmaktadır. TÜİK tarafından 2011 ve 2012 yıllarında, Hane Halkı Bütçe Anketi baz alınarak yapılan Yoksulluk Çalışmasına göre Türkiye’nin kalıcı yoksulluk riski/yoksulluk tuzağı riski %16 olup, bu oran 12.1 milyon kişiye tekabül etmektedir. Yoksulluğun sert ve yıkıcı etkileri genellikle hali hazırda olumsuz durumda bulunan dezavantajlı bireyleri daha fazla etkilemektedir. Bu kişilerin istihdam edilme ihtimalleri daha düşük olduğundan, yoksul olma ihtimalleri daha fazladır.

2002 yılında yapılan Türkiye Özürlüler Araştırmasına göre, toplam nüfusun % 12.29’u engellidir. TÜİK’in 2010 Engellilerin Sorun ve Beklentileri Anketi, engellilerin % 14.3ünün çalışmakta olduğunu, ancak % 85.7 sinin uygun iş olanaklarının yetersizliği, beceri ve yetenek eksikliği, çalışma alanlarının fiziksel koşullarının uygun olmaması ve önyargılar nedeniyle istihdamda yer almadığını veya işgücüne dâhil olmadığını göstermektedir.